Kuzey Kore, ABD’nin Gazze politikalarına sert tepki gösterdi. Pyongyang yönetimi, Beyaz Saray’ın planını “katliam ve yağma” olarak tanımlarken, Washington’ı Filistin halkının onuruna ve egemenliğine yönelik saldırgan politikalar izlemekle suçladı.

Kuzey Kore devlet medyasında yer alan açıklamada, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’ni işgal etme ve milyonlarca Filistinliyi yerinden etme planının küresel ölçekte infiale yol açtığı vurgulandı. İsmi verilmeyen bir yorumda, “Dünya, ABD’nin bu patlayıcı açıklamaları nedeniyle kaynıyor” ifadeleri kullanıldı.

Pyongyang yönetimi, Beyaz Saray’ın Gazze planını, Washington’un küresel egemenlik hırsının bir yansıması olarak gördüğünü belirterek, Trump yönetiminin Panama Kanalı ve Grönland’a yönelik geçmişteki hamlelerine atıfta bulundu. Devlet medyasının açıklamasında, “ABD, anakronik emperyal hayallerinden vazgeçmeli ve diğer ulusların egemenliğini ihlal etmeye son vermelidir. Bu mesele yalnızca Gazze ile sınırlı değildir” denildi.

Kuzey Kore’den İsrail ve ABD’ye Sert Suçlamalar

Kuzey Kore, Gazze’de yaşananları açık bir şekilde eleştirerek, İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını kınadı ve ABD’yi bu süreçte İsrail’in “suç ortağı” olarak tanımladı. Pyongyang, uluslararası toplumun Filistin halkının haklarını savunması gerektiğini belirtti.

Washington-Pyongyang İlişkileri Nereye Gidiyor?

Öte yandan, Kuzey Kore ile ABD arasındaki gerilim devam ediyor. Trump’ın ikinci döneminde Pyongyang ile ilişkilerin nasıl şekilleneceği belirsizliğini koruyor.

ABD Başkanı Trump, 7 Şubat’ta yaptığı bir açıklamada, Kuzey Kore ile temaslarını sürdüreceğini belirterek, Kim Jong Un ile olan ilişkisine dikkat çekti. Trump, başkanlık döneminde Kuzey Kore lideri ile üç kez bir araya gelmiş ve 2019 yılında, Kore Savaşı’ndan bu yana Kuzey Kore topraklarına adım atan ilk ABD başkanı olmuştu.

Pyongyang yönetimi ise Washington’ı ulusal güvenliğine tehdit oluşturmakla suçlamaya devam ediyor. Kuzey Kore, ABD Donanması’na ait nükleer saldırı denizaltısının Güney Kore’nin Busan kentindeki bir limana yanaşmasını, bölgedeki askeri gerilimi artıran bir hamle olarak değerlendirerek, “Gerekli tüm önlemleri almaya hazırız” mesajını verdi.