Hüzün Yücel tarafından 25.04.2025 15:55 tarihinde yayınlandı.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), 23 Nisan’da Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından bir basın açıklaması yaparak İstanbul’un gerçek gündemine dikkat çekti. “Kanal İstanbul ve Yenişehir gibi projeler değil, kapıda bekleyen afetler konuşulmalı” diyen İMO, yapı güvenliği konusundaki ihmalleri sert ifadelerle eleştirdi.

İMO Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna tarafından okunan açıklamada, İstanbul’da 600 bin konutun “çok riskli”, 1,5 milyon konutun ise dönüşüm beklediği belirtildi. Son 25 yılda çıkarılan altı imar affının kentteki kaçak yapılaşmayı teşvik ettiğine vurgu yapıldı.

“Depreme hazırlık geciktikçe riskler büyüyor” başlığıyla yapılan açıklamada, 1999’dan bu yana hazırlık yapılmadığı, bina envanteri gibi temel adımların dahi atılamadığı hatırlatıldı. Özellikle toplanma alanlarının AVM, rezidans ve iş merkezlerine dönüştürülmesi de eleştirilerek “Ne kadar gökdelen varsa, eski toplanma alanlarının üzerine inşa edildi” denildi.

Deprem sonrası müdahale için kritik önemde olan “Birinci Derece Acil Ulaşım Yolları”nın bazıları araç trafiğine kapatılırken, bazılarının otoparka çevrildiği belirtildi. Bu durumun, beklenen büyük İstanbul depremi sonrasında can kayıplarını artırabileceği ifade edildi.

Suna, İstanbul’daki toplanma alanlarının “gerçekçi” olmadığını vurgulayarak, “Apartman araları, küçük parklar toplanma alanı olarak tanımlandı. Oysa milyonlarca insan geceyi geçirecek, yakınlarının izini sürecek büyük alanlara ihtiyaç duyacak. Bu alanlar imara açıldı, yok edildi” dedi.

İMO, yetkililere çağrıda bulunarak şu mesajı verdi:
“Bilimin ve tekniğin ışığında, kamucu denetimle yapı güvenliğini esas alan politikalar uygulanmadığı sürece yaşanacak felaketlerin sorumlusu sadece doğa değil, siyasi irade olacaktır.”

Benzer İçerikler

Velonga Haber Yazılımı ile hazırlanmıştır.